15 Temmuz 2015 Çarşamba

NELER YAPILMAZ?


Osmanlı Devleti’nin çöküşe doğru sürüklendiği son döneminde bazı yöneticiler, yıllarca emeğinden yararlandığı halkı sürü, kendilerini ise çoban olarak görüp, Türk halkının yüksek niteliklerini tanımadan iktidar olmuşlardır. Bu nedenle, başlarına işgal felâketi gelip taht ve taçları tehlikeye düşünce düşmanın insafına sığınmak zavallılığına teslim olmuşlardır .Bu davranışlarıyla üç kıt’ada egemenlik kuran Osmanlı hanedanı ve onun dayandığı Türk milletinin tarihine kara leke sürmüşlerdir.

Türk milleti, varlığına kast eden bu kara lekeyle yaşayamazdı. Vatan söz konusu olduğunda yaşama koşarmış gibi ölüme koşan Mehmetçikler,bu gerçeği Çanakkale’de göstermişlerdi İşgallere boyun eğenler bu gerçeği
göremeyen gafillerdi. Ancak görenler çoğunluktaydı Bunların başında da komutanlık yaptığı cephelerde Mehmetçiklerin şahsında Türk milletinin büyüklüğünü gören ve bunun gereğini yapmayı ödev kabul eden Mustafa Kemal Paşa vardı. Bu nedenledir ki o, vatanın kurtarılması söz konusu olduğunda bütün resmî görevlerinden istifa ederek milletine sığınmak ve ondan güç almakta tereddüt etmemiştir. Aşağıdaki anekdotun yansıttığı düşünce bu gerçeğin ifadesidir:

Erzurum: 3 Temmuz 1919...

Ilıca’da Mustafa Kemal’in ilk karşılanması sırasında:
Konukların önemli kimseler olduğunu anlayan ihtiyarın zeki gözleri parladı. İri ve ak tüylerle örtülü elini geniş göğsünün üzerine koyarak oturanları selâmladı. Mustafa Kemal Paşa, ta yanı başına kadar geldiği hâlde heybetli duruşunu kaybetmeyen bu ihtiyarın hatırını soruyor, o da gövdesine yaraşan derin ve gür sesiyle teşekkür ediyordu.

Bu kısa hoşbeşten sonra, Paşa ihtiyara:

-Ağa böyle nereden geliyorsun? dedi. İhtiyar:

-Paşam, Rus gelirken muhacir olmuştum. Çukurova’da idim Şimdi köyüme dönüyorum, diye cevap verdi.
Paşa, zamanın nezaketini ve durumun emniyetsizliğini ileri sürerek

“YA KABİLİYETSİZ BİR MİLLETİN BAŞINDA OLSAYDIM!...”



Tarihsel geçmişinde ufku açık ve uygarlığa katkı yapmış olan Türk ulusu; Cumhuriyet öncesindeki üç yüz yıllık dönemde uygarlık yarışının gerisinde kalmıştır. Çalışkanlığı, özverisi ve hoşgörüsü ile hiç hak etmediği bir
konuma gelmesinin temel nedeni; uygarlığa yönelik yeteneklerinin körelmesine neden olan çağ dışı geleneklerin, anlayışların, hurafelerin varlığı ve bunu çıkarlarının gereği olarak sürekli besleyen uygarlık düşmanı tutucu ve gericilerin faaliyetleridir. Halkın cehaletinden beslenen karanlık düşünce sahiplerinin ıslah edilmesi durumunda, Türk’ün bilim, teknoloji ve sanata ilişkin yeteneklerinin uygarlığa ışık tutacağını Cumhuriyet gençliği göstermiştir. Türk’ün yüksek zekâsına ve yeteneklerine en fazla inanan insanların başında şüphesiz ATATÜRK gelir. Her türlü olumsuzluğun Türk’ün üzerine geldiği işgal yıllarında ulusun önderliğini üstlenmede bir an bile tereddüt etmemiş olması bunun göstergesidir...Ona göre yapılması gereken en önemli iş, Türk’ün uygarlık yeteneklerini tekrar açığa çıkaracak İnkılâpları bir an önce gerçekleştirmekti. Bunu başka uluslara da örnek oluşturan bir başarıyla gerçekleştirdi. İnkılâplarla birlikte düşünüşün ve düşüncenin önündeki engeller kalkmış ve her Türk yurttaşının akıl gücünün önü açılmıştır. Aşağıdaki anekdot ATATÜRK’ün bu konudaki düşüncelerini yansıtmaktadır:

1937 yılında bir Eylül akşamı, on arkadaş iki sandala binerek Florya’da geziyorlardı. Bir aralık deniz köşkünden bir sandalın kendilerine doğru geldiğini fark ettiler. Herkes gürültüyü kesmişti. ATA’mızın gür, aynı zamanda müşfik sesi duyuldu:

-Çocuklar, eğlentiniz çok hoşuma gitti. Aranızda bulunmayı arzu ettim. Gençler bu ani ziyaretten son derece memnun ve heyecanlı, derhâl ATA’nın bizzat kullandığı sandalı aralarına alırlar. Üç sandal mehtaba karşı yol alırken ATA:

-Aferin çocuklar, Türk gençleri hem çalışmasını, hem eğlenmesini bilmelidir. Memleket sizindir. Çalışın ve eğlenin, der. Gençler hep bir ağızdan

ANKARA’YI NEDEN BAŞKENT YAPTIM?


Osmanlı tarihi incelendiğinde görülecektir ki, biz Türkler kanımızı, canımızı, varımızı, yoğumuzu fethettiğimiz topraklara yatırmışız. Bu yetmezmiş gibi bir de Avrupa devletlerinden aldığımız borçları da buraların
imarında kullanmışız. Bu topraklarda bugün gördüğümüz binlerce Osmanlı eseri bunun yaşayan kanıtlarıdır. Ne olurdu, bu eserlerden yüzlercesi de yanık Anadolu evlâdının oturduğu kasaba ve şehirleri süsleseydi. Doğrusu biz fethedilen ülke halkını düşünmekten kendimizi unutmak yanlışlığını göstermişiz.

Ülkemizin doğusundan batısına şöyle bir baktığımızda Bursa, Edirne ve İstanbul gibi Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış illerimiz dışında Osmanlının izlerini görmek pek mümkün değildir. Geçmişten gelen çok az
sayıdaki eser ya Selçuklulardan ya da beylikler döneminden kalmıştır. Gördüğümüz her şey Cumhuriyetin eseridir. Cumhuriyet kendisini yaratan Anadolu evlâtlarına sırtını dönmemiştir. ATATÜRK Ankara’yı Türkiye’nin kalbi yapmakla, geçmişin yanlışlarının ve ihmallerinin bir daha olmayacağının işaretini vermiş ve Türk insanının Anadolu bozkırlarında tekrar yeşereceğine, kendisi yeşermekle kalmayıp kabiliyetiyle de Anadolu’yu yeşerteceğine olan inancını göstermiştir.

ATATÜRK, sıcak bir günün akşamında yanında bazı kişiler ile Çankaya Köşkü’nün bahçesinde dolaşıyordu. Ben de o sıralar eski köşkün tavan dekorlarıyla meşguldüm. Tozlu ve sisli bir hava Ankara’nın üzerine
çökmüştü. Yer yer toz hortumları semaya doğru yükseliyor ve manzaraya daha boğucu bir hava ekliyordu.

Bize:
-Ankara’yı hükûmet merkezi yapmakla iyi ettim mi? diye sordu. Tabiî herkes olumlu yanıt verdi.
Arkasından:
-Neden? sorusu gelince, kimi stratejiden, kimi siyasetten bahsetti. Hatta birimiz Kayalık güzeldir gibi bir

14 Temmuz 2015 Salı

ÖLMEZ BU VATAN


Türk tarihinin en karanlık dönemi olan işgal günlerinde, İstanbul’daki yönetici ve aydınların büyük bir kısmı, vatanın bağımsızlığı için halkın yeni bir mücadeleyi göze alamayacağını düşündüklerinden, silâhlı mücadelenin
dışında kurtuluş yolları aramaktaydılar. İşgalcilerin “Türk öldü.” iddiasına bir bakıma onlar da katılıyordu. Hatta bazıları bu ölünün tekrar dirilebilmesi için Amerika veya İngiltere gibi ülkelerden birisinin mandası altına girmenin son çare olduğunu yüksek sesle savunmaktaydı. Bu gibilerinin teslimiyet ile kurtuluş arasındaki farkı kavrayamama gafleti, kardeşi kardeşe düşürmüş ve düşmanın Türk’ü yok etme yönündeki azmini kuvvetlendirmiştir.

Umutların tükendiği, ihanetin kol gezdiği kurt ile kuzunun birbirine karıştığı işgal ortamında ATATÜRK, 4 Şubat 1919’da bir gazeteciye yaptığı açıklamada “İyi bir teşkilâtçı Anadolu’ya geçer ve millete silâhlı direniş için önder olursa vatan da millet de kurtulur.” diyerek Türk’e olan güvenini, karamsarlığa ve teslimiyete olan karşıtlığını açıklamıştır. Bu tarihte bu şekilde düşünen “tek adam” odur. Onu bu düşünceye

NEDEN ATATÜRK?


İsimler; bireylerin kimlikleri olmanın yanında onların hangi ulusa mensup olduğunu da yansıtan bir işleve sahiptirler. Bu nedenle ulusların geleceğe uzanan boyutunda çok önemlidirler. Geçmişte eserleriyle uygarlık
tarihine büyük katkılar sağlamış birçok Türk bilim adamı, Arap ismi taşıdıklarından dünya onları Arap olarak tanımaktadır. Dolayısıyla onların uygarlığa yapmış oldukları katkıları başkaları sahiplenmiştir. Türk’ü ise ilim
irfan bilmezlikle suçlayıp “barbar” gibi haksız yakıştırmalarla tanımlamışlardır. Türk araştırmacılar bugün onların Türk olduklarını ispat etmekle meşguller. Bu tarihsel ve hayatî yanılgıyı ve yanlışı düzeltme ihtiyacını hisseden Mustafa Kemal, işe kendi ismini değiştirip ATATÜRK adını alarak başlamıştır.

Aşağıdaki anekdot buna güzel bir örnektir:
Demin bir sözü yanlış söyledim, Gazi’yi, Büyük Millet Meclisi, kanunla “ATATÜRK” yaptı, dedim. Bu söz eksiktir.

ATATÜRK’ÜN ÖĞÜT VE UYARILARI


İnsanlık, bugün ulaştığı mesafeyi, düşünce ve duygularını gelecek üzerine kurmuş ve yaşamlarını bu amaca adamış düşün adamlarına borçludur. Geçmişe takılıp kalanlar ise, hem düşün adamlarının zorluklarını
oluşturmuşlar hem de uygarlıkta alınan mesafeyi azaltmışlardır. İnsanlığın ve özellikle geri bıraktırılmış ülke halklarının çektikleri, çekmeye devam edecekleri her türlü acının nedeni bu tür anlayış sahipleridir. XXI. yüzyıla girdiğimiz bu günlerde İslâm ülkeleri halklarının geri kalmışlıkta başı çekmeleri nedendir? sorusunun yanıtı üzerinde daha fazla düşünmelidir.

İslâm halklarının kurtuluş sırrının yukarıdaki sorunun yanıtında saklı olduğuna inanan ATATÜRK düşünen,

16 Haziran 2015 Salı

Atatürk'ün Sözleri

Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
                                                                      Mustafa Kemal Atatürk




Kaynak:
https://plus.google.com/communities/116432365181666987238
https://www.facebook.com/pages/Asil-Adam/696460540482684

Atatürk'ün Sözleri

Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
                                                                                                        Mustafa Kemal Atatürk




Kaynak:
https://plus.google.com/communities/116432365181666987238
https://www.facebook.com/pages/Asil-Adam/696460540482684

Nutuk Okuyun Okutun..




İlk konumuz nutuk. Belki hala aramızda okumayanlar vardır diye düşünüyorum. Yazımı çok uzun tutup okunmaz halede getirmek istemiyorum. 

Özetlemek gerekirse nutuk, zamanında Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılmış sadece o günün şartlarını değil, gelecek kuşak bizlerinde bugün neler yaşayabileceğimizi ve nasıl önlemler alabileceğimizi gösteren bir kitaptır.

O kadar güzel eleştirel dille yazılmıştır ki, kendi silah arkadaşlarını da hatalı tutum ve davranışlarını dahi ele almış bulunmaktadır bu asil adam.

Bir çok konu var kitapta fakat kitabın içeriğini biraz daha özetlemek gerekirse Osmanlı imparatorluğunun son dönemi ve hilafet kurumu hakkındaki görüşlerinin dikkatle okunup değerlendirilmesi Türkiye’'de bugün yaşanan gelişmeler açısından özel bir önem taşımaktadır.

Kaynak:
https://plus.google.com/communities/116432365181666987238
https://www.facebook.com/pages/Asil-Adam/696460540482684

11 Haziran 2015 Perşembe

Yeni Dönem FaceBook ve Twitter!

Evet sayın takipçilerimiz. Facebook adresimiz yenilenmiştir. Yenilenme sebebinin facebook aksaklıkları olarak niteleyebiliriz. Biz Medya Tanıtım Merkezi olarak sosyal Ağlarda olmaya devam edeceğiz.

Ek olarak Twitter ağımızda açılmış bulunmaktadır! Bizde Twitter sitesinden biraz tweetlenmek amacıyla artık sizlerle Twitterdayız.





Resmi Twitter Adresimiz: https://twitter.com/medyatanitim35

19 Mayıs 2015 Salı

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

Milletimizin tüm onur ve asaletiyle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde tarih sahnesinde bir defa daha şaha kalkışının başlangıcı 19 Mayıs 1919 tarihidir. Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir’ diyerek Samsun’a çıkması, bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin de başlangıcı olmuştur. Bu tarih ile birlikte Türk Milleti, kendi makus talihini tersine döndürmeye başlayarak, esaret altında var olunamayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya haykırmıştır. Kurtuluş Savaşı bu destanın adı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu destanı yaşatan milletin kalbidir. 19 Mayıs 1919′da Samsun’dan yakılan özgürlük ateşi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte kısa sürede dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bugünkü mevcudiyetimizi ve özgürlüğümüzü o günlere borçluyuz. Temelleri yine o günlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan “milli egemenlik” ilkesi ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanarak, çarenin ancak millette olduğu tescillenmiştir. Bugün de vazgeçilmez güç kaynağımız millet iradesidir. Bunun yaşatılması için hepimize ve özellikle de Atatürk’ün 19 Mayıs’ı armağan ettiği gençlere büyük görevler düşmektedir.

Ey Türk Gençliği 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun..

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Hüzün Türkiyeyi Sardı

Komedyenler arasında farklı bir üslubu olan biri. Yeşilçamın kahramanlarından.Metin Akpınarın set ortağı. Evet yanlış tahmin etmediniz. Zeki Alasya. Ellerimizden kayan bir değer En son böyle bir şey ne zaman yaşadığımızı düşünüyorum. Kemal Sunal geliyor şu an aklıma.

Allah rahmet eğlesin komik insan. Toprağın bol olsun.Geride bıraktıklarına Allah sabır versin.

S.Altay Olcay
Medya Tanıtım Merkezi


Not: Bu mesajı geç yayınlamanın sebebi bu olayı reklam malzemesi değil de, gerçekten içten dileklerimiz olduğunu belirtmek içindir.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Yurtta Sulh Cihanda Sulh



Osmanlı İmparatorluğu'nun kaybettiği topraklar üzerinde bağımsız veya mandaterliği kabullenmiş 13 Devlet kuruldu.
İhânetler, vefasızlıklar, ahlâka dayalı siyasetlerin reddinde olan nice olaylar içinde...
Atatürk, bunların hepsini olmamış saydı ve dört yanımızda kurulan bu yeni devletlerle dostluğu başardı...
Öyle örnekler verdi ki güç inanılır...
Mekke Şerifi Hüseyin, 1916’da devletine yani Osmanlı’ya isyan etmiş, Hicaz, Irak, Suriye ve Filistin’in, kaybına temel sebeblerden birisi olmuştu:
Üç oğlundan biri Ürdün, biri Irak, biri Hicaz’ın başına gelmişti. Mustafa Kemal Kolordu, Ordu, daha sonra da Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı olarak onlarla dövüşmüştü.
Onları ve Balkanlıları, Birinci Dünya Harbinde savaştıklarımızı hiçbir şey olmamışçasına HEPSİNİ Ankara’da karşıladı.
Ne ölçüde İbret ve hatta karşıdakiler için yüz kızartıcı olaylara sahne olmuş olsa dahi, geçmişin unutulmasının, kin yollarının açılmamasının, devlet ve milletlerin huzuru için gerekiyorsa aynı safta yer almanın akıl-mantık yolu olduğunu ispatladı. Sadabât Paktı’yla İran-Irak-Afganistan’ı aynı safta topladı.
Yunanistan-Yugoslavya-Romanyayla Balkan Antantı’na rehberlik etti "Yurtta Sulh-Cihanda Sulh" dedi.
Hem zafer ilâhı, hem barış mimârı olabilmek...
ATATÜRK’de ikisi de vardı.


Cemal Kutay

1 Mayıs 2015 Cuma

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı


                   1 Mayıs İşçi ve Emekçi bayramının tarihini belki bir çok kişi bilmez. Avusturyadaki Melbourne kentindeki olayları veya Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmalarını. Bu dünyada 1856'dan bu yana bir çok değişimler gösterildi. Bunların meyveleri yüzyıl sonra olsa da bugün Türkiye Anayasasın da Resmi bayram olarak belirtiliyor ise, bunlar yüzyıl önce yapılan istekler yüzündendi. 

                    Bugün 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı. Trajikomik olarak ne kadar işçi bayramı da olsa bugün bir çok özel sektöre baktığımızda işçiler hala çalışmaktalar. 

                    Medya Tanıtım Merkezi Yazılım departmanı olarak Tüm İşçi ve Emekçilerin Bayramını Kutlar, güzel yarınlar olan bayramlar dileriz..


27 Nisan 2015 Pazartesi

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP01B01D

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP01B01D


Ürün Resmi:




Açıklama:
- İç Ölçüm:32x45 cm
- Dış Ölçüm: 45x60 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI

PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP01B01D

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ataturk-Portresi-Atacrap01b01d__isp42590714

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP02B01D

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP02B01D


Ürün Resmi:




Açıklama:
- İç Ölçüm: 45x32 cm
- Dış Ölçüm: 60x45 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI

PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP02B01D

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ataturk-Portresi-Atacrap02b01d__isp42590934

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP28B01D

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP28B01D


Ürün Resmi:




Açıklama:
İç Ölçüm:32x45 cm
- Dış Ölçüm: 45x60 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI

PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP28B01D

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ataturk-Portresi-Atacrap28b01d__isp42591642

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP03B01D

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP03B01D


Ürün Resmi:




Açıklama:
- İç Ölçüm:32x45 cm
- Dış Ölçüm: 45x60 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI
PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP03B01D

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ata-Cerceveli-Resim-Ataturk-Portresi-Atacrap03b01d__isp42738451

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP04B01Y

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP04B01Y

Ürün Resmi:




Açıklama:
- İç Ölçüm:32x45 cm
- Dış Ölçüm: 45x60 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI
PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP04B01Y

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ata-Cerceveli-Resim-Ataturk-Portresi-Atacrap04b01y__isp42738897

ATA Çerçeveli Resim - Atatürk Portresi ATACRAP05B01Y

Ürün Sitesi: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP05B01Y


Ürün Resmi:




Açıklama:
- İç Ölçüm:32x45 cm
- Dış Ölçüm: 45x60 cm
- Kuşe kağıda baskı
- Sentetik çerçeve
- Kırılmaz, mat, plexiglass cam
- Hemen duvara asmaya hazır
- ÜCRETSİZ KARGO FIRSATI
PEŞİN SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://medyatanitimmerkezi.com/ataturk-portresi-ata-cerceveli-resim-ATACRAP05B01Y

TAKSİTLİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLA: http://www.sanalpazar.com/Ata-Cerceveli-Resim-Ataturk-Portresi-Atacrap05b01y__isp42739061